- 4449454
- info@mayaestetik.com
- Etiler Nisbetiye, Başlık Sk. No:3/1 Beşiktaş/İstanbul
Zamanla vücudumuzda oluşan hacim kaybı, kırışıklıklar ve kontur bozulmaları, pek çok kişi için estetik açıdan rahatsız edici olabiliyor. Dolgu uygulamaları, hem genç görünümü korumak, hem de yüz hatlarını şekillendirmek isteyen herkes için en sık tercih edilen medikal estetik çözümlerden biridir. Bu yazıda, dolgu işlemiyle ilgili en çok merak edilen soruları yanıtlayarak; ne olduğunu, nasıl uygulandığını ve kimler için uygun olduğunu adım adım ele alıyoruz. Eğer siz de dolgu hakkında doğru ve güncel bilgilere ulaşmak istiyorsanız, okumaya devam edin.
Dolgu uygulamaları, ciltteki hacim kayıplarını gidermek, kırışıklıkları azaltmak ve yüz hatlarını belirginleştirmek amacıyla yapılan estetik işlemlerdir. En yaygın kullanılan dolgu maddesi hyalüronik asittir. Hyalüronik asit, cildin doğal yapısında bulunan ve su tutma özelliği sayesinde cilde nem ve dolgunluk kazandıran bir moleküldür. Dolgular genellikle ciltle uyumlu, zamanla emilen, güvenli içeriklerden oluşur.
Dolgu işlemi, ince uçlu iğneler veya kanül yardımıyla cilt altına enjekte edilerek yapılır. Uygulama genellikle 15–30 dakika sürer ve lokal anestezi içeren ürünlerle yapıldığı için çok az ağrı hissedilir. İşlem öncesi yüz analizi yapılır ve kişiye özel planlama ile hangi bölgelere dolgu uygulanacağı belirlenir. Aynı gün içinde sosyal hayata dönülebilir.
Dolgu uygulamalarının kalıcılığı, kullanılan ürünün yoğunluğuna ve uygulama bölgesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Botoks’tan daha uzun sürebilir: Genellikle 6 ila 18 ay arasındadır. Dudak gibi hareketli bölgelerde bu süre biraz daha kısa olabilirken, elmacık kemiği veya çene hattı gibi bölgelerde daha uzun süre kalıcılık sağlanabilir. Botoks’taki gibi, dolgu uygulaması da, düzenli aralıklarla tekrarlandığında daha uzun etki edecektir.
Dolgu işlemi sonrasında, çoğunlukla aynı gün sosyal hayata dönülebilir; ancak iyileşme süreci kişisel farklılık gösterebilir. İlk 24 saat boyunca makyaj yapmamak, sıcak duş ve sauna gibi işlemlerden kaçınmak gerekir. Aynen Botoks uygulamasında olduğu gibi, işlem yapılan bölgeye masaj yapılmamalı ve sert temaslardan kaçınılmalıdır. Hafif şişlik, kızarıklık veya morluk görülebilir; bu durumlar tabii ki, geçicidir. Doktorun önerdiği bakım talimatlarına uyulması iyileşme sürecini hızlandırır.
Dolgu uygulamaları genellikle 20’li yaşların ortasından itibaren tercih edilmeye başlanır. Bu dönemde dudak dolgunlaştırma, burun ucu düzeltme gibi şekil verme amaçlı işlemler öne çıkarken; 30’lu yaşlardan itibaren hacim kaybı ve kırışıklıkların giderilmesi hedeflenir. Her yaş grubuna göre farklı ihtiyaçlara yönelik dolgu planlaması yapılabilir.
Genel sağlık durumu iyi olan, cildinde ciddi bir enfeksiyon ya da bağ dokusu hastalığı bulunmayan herkes dolgu yaptırabilir. Emzirme ve hamilelik döneminde dolgu önerilmez. Dolgu uygulaması öncesi detaylı bir doktor değerlendirmesi yapılması önemlidir.
Botoks, kas hareketlerini geçici olarak durdurarak mimik kaynaklı kırışıklıkları azaltırken; dolgu, hacim kaybı yaşanan bölgelere dolgunluk kazandırır. Örneğin; alın çizgileri için Botoks uygulanırken, nazolabial (burun–ağız arası) çizgiler için dolgu tercih edilir. Bu iki yöntem genellikle birbirini tamamlayacak şekilde kombine uygulanabilir.
Dolgu uygulamaları, etkisini artırmak ve daha uzun süre kalıcı hale getirmek için bazı tamamlayıcı işlemlerle birlikte uygulanabilir. Botoks, mimik kaslarını yavaşlatarak dolguların etkisini korumaya yardımcı olurken; mezoterapi ve cilt bakım uygulamaları, cildin nem dengesini destekleyerek dolgunun daha sağlıklı görünmesini sağlar. Ayrıca cilt yenileyici tedaviler (örneğin PRP veya lazer) ile birleştirildiğinde daha canlı, sıkı ve genç bir görünüm elde edilebilir. Kombine uygulamalar, kişiye özel planlanmalıdır.
Doğru uygulama ve uzman değerlendirmesiyle, hem doğal, hem de etkili sonuçlar sağlayan bir estetik dokunuştur. Kendi yüz yapınıza ve ihtiyaçlarınıza uygun bir planlama ile yapılan dolgu işlemleri, yaş almanın etkilerini geciktirmek ve yüzünüze taze bir ifade kazandırmak için güçlü bir seçenektir. Daha fazla bilgi almak ve kişiye özel değerlendirme için uzman bir doktora başvurmanız en sağlıklı adımdır. Unutmayın, estetik müdahaleler kişiseldir ve her yüz ayrı bir yaklaşımı hak eder.